Uzun zamandır buralarda olmayan Georgina'yı karşılayan kapılar gıcırdayarak açıldı. Arabadan indikten sonra tüm ihtişamıyla karşısında duruyordu büyük ev. Girişteki çeşmenin etrafından yürürken Skye'la buluşması için Georgina'nın evine gitme kararını aldığından dolayı pişman olmayacağını anlamıştı. Kapıya ulaştıklarında Georgina "Aah, evimi özlemişim." diye mırıldandı. Jass "Evet evde olmak gibisi yok." diye karşılık verdi. Anahtar zarifçe bir *klik* sesi çıkarak kapıyı açtı.
İçerisi tozlanmıştı ama görüntü muhteşemdi. Salon ve mutfağı geçerek tozlu merdivenlerden hızla yukarı çıktılar. Odasının kapısı kapalıydı. Kulpu çevirerek içeri girdiklerinde yüzlerine çarpan ağır hava Jass'i bunaltmıştı ama pek de önemsemiyordu açıkçası. Üstündeki beyaz cibinliği yatağının arkasına fırlatarak yatağın üzerinde yer açtı Georgina. Jass ise duvara yaslanmış sadece izliyordu. Georgina odasının öbür ucunda olan kapıyı açtı ve Jass'i içeri çağırdı. Jass kapıdan girince tepkisi "Vay Canına !" olmuştu. Georgina, Jass'e gülümseyerek "İstediğini seçip giyebilirsin. Aynı beden de olmamız ne kadar işe yaradı değil mi? dedi muzipçe. Onlarca hatta yüzlerce elbise, pantalon, tişört, ayakkabı.. Seçim yapmak zor olacak gibi görünüyordu. Jass, diğerlerinin arasında en çok ilgisini çeken turuncu bol ama şık gözüken bir elbiseye sarıldı direk. Georgina elbiseyi askısıyla birlikte asılı olduğu yerden çıkararak Jass'e bir kaç turuncu elbise ve uyumlu ayakkabıları seçti. Jass aralarından kumaşının dokusu yumuşak ve şekli güzel, içinde rahat olabileceği ama şık görünen bir elbise ve ona uygun, çok yüksek olmayan dolgu topuklu, şirin ayakkabılar seçti. Bütün bunlar olurken yarın yapması gerekenlerden konuşup, nasıl davranmasını planlamışlardı. Jass "Yaptığın her şey için çok teşekkür ederim Georgina. İyiki BFF'imsin. Sensiz ne yapardım bilemiyorum." dieyrek teşekkür etti Georgina'ya. Herşey kusursuz gibi görünüyordu. Kalan tek şey yarının gelmesini bekleyip saçlarını ve makyajını yapıp Skye'la buluşmayı beklemekti.