RP ad soyadınız : Ashley Lynn Lee
Okulunuz (Kızlar için Constance, erkekler için St. Judes) : Constance
RP :
"Hayatım, uyan!" Ashley homurdandı. Daha önce hiç bu kadar..... kızgın olmamıştı! "ÇIKARKEN KAPIYI KAPAT!" DİYE BAĞIRDI. Melinda bazen tam bir baş belası oluyordu. Melinda kapıyı çarpıp çıktı. OFF! Ashley'de uykunun bir damlası bile kalmamıştı. Kalktı. Homurdanarak kendine ait banyosuna gitti. Saçlarına baktı. Tıpkı bir kuş yuvasına benziyorlardı. Homurdandı. Saçlarını yola yola taramaya başladı. Saçlarıyla işi bitince odasına geldi, TIFFANY'den aldığı mavi elbiseyi, jimmy choo'dan aldığı açık mavi topukluları giydi. Kafasına beyaz bir taç taktı, hafif bir parlatıcı sürdü ve yatağını öyle bırakıp aşağı indi. Nasıl olsa tekrar yatacağım diye düşünmüştü. İşte Ashley böyle bir kızdı, çılgın, düzensiz ve eğlenceli. Aşağı indiğinde "Güneydın tatlım, sana tarçınlı kurabiye ve meyve suyu getirmemi ister misin?" "Birkaç kurabiye evet, ama meyva suyu istemiyorum. Kahve içeceğim!" Ashley'in annesi Emily ve hizmetçisi Lindsay şaşırıp kalmıştı. "A-ama kızım, sen sadece 17 yaşındasın!" "Bende bundan bahsediyorum anne! 17 YAŞINDAYIM! 17 aylık değil! Em, bana bir fincan sütlü kahve ve bir kaç kurabiye getirir misin? HEMEN!" Emily telaşla kahve masasına ilerledi. Evet, bir kahve masaları vardı. Evet, kahve masaları son teknoloji kahve yapma aletleriyle doluydu ve her alet farklı kahve yapardı. Çünkü Ash'in babası Adam damak tadına çok düşkün bir insandı. Espresso'ya bayılıyordu, Ash'in annesi Cappucinno seviyor, ablası sert kahveden hoşlanıyor, en büyük ablası ise sütlü kahve seviyordu. Her aile üyesinin sevdiği kahve türü, makinası, kreması vs. herşeyi ayarlıydı. Ash ablasının kahve makinasının yanındaki listeye ismini ekledi ve "benim kahvem de böyle olacak" deyip yukarıya, Miss Dior parfümünü sıkmaya ve beyaz küçük elmas küpelerini takmaya gitti. Bu kıyafet hanım hanımcık görünen tek kıyafetiydi. Diğer kıyafetleri deri pantolon ve çizmeler, yırtık pırtık kotlar, eskitilmiş kotlar, rengarek boncuklu, baskılı tişörtler, spor ayakkabılari, topuklular.. Bu saydığım kıyafetler için Ash'in ayrı bir odası bile vardı ve şifreyle açılıyordu. Acil durumlarda kasanın gizli bölmesindekl harflerle açılıyordu ve o harfler kullanılıp atılıyordu. Ash için moda hayattı! Ash her şeyi tamamladı, acil durum harfleri kısmına yeni bir harf yerleştirdi, bu bölme sadece Em ve annesinin parmak iziyle açılıyordu. Harfleri değiştrdikten sonra inip annesinin şaşkın bakışları alltında kahvesini içip kurabiyesini yedi, ağzını peçeteyle temizledi, annesini öptü, Em'e odamı temizle lütfen diye bağırıp limuzinine atladığı gibi okula gitti. İşte Ash böyle bir kızdı. Her günü böyleydi. Okul hep aynıydı. GEOMETRİ, AMERİKAN TARİHİ ve benzeri yüzlerce ders vardı. Ama Ash dersleri sallamaz, derste manikür yapar, hoca da aldırmayıp ona A verirdi, çünkü Ash okulun en zengin kızıydı. Ash o gün kendi kadar zengin arkadaşıyla turkuaz mı pembe mi diye tartışırken yanına okulun en yakışıklı çocuğu geldi, yanına iyice yaklaştı ve birkaç tur atalım mı bebek diye sordu. Ash önce yavaşça masadan indi, bahçedeydiler. Önce çocuğu hafifçe itip tamam ama biraz uzaklaş, bir şey deneyeceğim dedi. Çocuk sırıtarak bir adım geriye gitti, Ash ona okkalı bir tokat atıp, ardından sert bir yumrukla bayılttı. yüzüne pembe ojeyle benekler yapıp, turkuaz ojeyle bıyıklar çizdi, saç boyasıyla saçlarını kırmızı-mavi boyadı ve fotorafını çekip fotokopiyle çoğalttı ve okul panosuna astı. İşte Ash böyle çılgın bir kızdı. Arkadaşlarıyla gülüşerek sınıfa gitti, çocuk uyandığında halini bilmiyordu, o halde sınıfa girdi, girer girmez herkes gülmeye başladı, ne? ne var? diyen çocuk halini görsün diye Ash siyah güneş gözlüklerini takıp çocuğa baktı, çocuk koşarak uzaklaştı ve tüm sınıf gülmeye başladı, Ash olmasa ne yaparlardı!
Konu: Yetişkin Seçimleri 
Paz 25 Nis. 2010, 05:45
